Bu yazımda kendimizi bir sorguya çekerek öz eleştiri yapalım. Gerçekten sağlıklı bir birey miyiz? Sağlıktan kastım fiziki hastalıklara maruz kalmak değil. Psikolojik ve ruhsal olarak her birey günümüzde sorunlu bana göre. Yanlış anlamayın. Bu sorun bireylerin kendinden kaynaklı bir problemden meydana gelmekten çok toplum içerisinde birey olmaya çalışmaktan dolayıdır.

Günümüzde öyle bir illet kol gezmekte ki, bana göre ne kanser, ne aids ne  de bilimum hayvan gripleri bu salgının önüne geçemiyor. Bu hastalığın adı fenomen olmak. Hiçbir hastalık fenomen olma çabası kadar insana güzel ve zararsız görünemez.

Dinimiz az yemek, az uyumak, az konuşmak ve az böbürlenmeyi emreder. Oysa ki bugün tüm insanlık bu saydıklarımın tam tersi istikametinde birbirleriyle yarışmakta. Bu saydığım dört maddeden sonuncusu olan az böbürlenmek bugün her bireyin toplumda öne çıkabilme adına en çok başvurduğu yöntem. Her ne kadar sonsuz genişlikte, trilyonlarla ifade edilemeyen galaksilerin bir tanesinin içinde, milyarlarca nüfusu olan bir dünyanın herhangi bir ülkesinde bir ilde ve hatta bir semtte yaşam sürsek de, bu kadar küçük bir yer kapladığımız evrende kendimizi öne çıkarma çabasından geri durmuyoruz.

Facebook paylaşımlarımıza sahte beğeni alma çabaları, Twitter hesaplarımıza gerçek olmayan takipçiler çekme telaşı vesaire...

Tüm insanlık kendisinin farkında olan bir kaç yüz kişiye ben buradayım ve çok özelim mesajı verme çabasında. Sosyal medyanın sonucu olarak ortaya çıkan selfie (özçekim) modası, insanlardaki fenomen olma hastalığının küresel boyuta yayıldığının en bariz göstergesi. Kaza anını görüntülemek isteyenlerden, türlü şaklabanlıklarla insanları güldürme telaşına düşenler. Gördüğü her ilginç olayda eline telefon alıp kayda başlayanlardan, saçma sapan esprilerle takipçi toplama telaşına girenlere kadar, her sosyal medya sitesi adeta vıcık vıcık olmuş durumda.

İnsanlık her geçen gün bir başka saçma sapan modayı icat etmekte, üretilen bu saçma modalar, bir kaç dakika içerisinde tüm dünyaya yayılarak her ülkeden karşılık bulmakta...

Tüm bu gereksiz çabayı ve boşa harcanan emeği bir nebze anlarım ancak sosyal medyanın yozlaştırdığı yeni nesillerin, gelecekte ne gibi ahlak, kültür ve değerlerle ülkelerine fayda sağlayabileceklerinin izahını bana yapamazsınız. Fenomen olma hastalığının tesirinde olanlar, insanlarla ve değerleri ile alay etmeyi bir maharet, şakayla karışık bir şekilde küfür etmeyi de zekilik sanıyor. Günümüzde her doğan bebeğin internet ortamının ve sosyal medyanın etkisiyle gelecekte potansiyel bir küfürbaz ve sistematik bir kültür tahribatçısı olduğunu bilmek size rahatsızlık vermiyor mu?

Gelecekte çocuklarımıza özel fotoğraflarınızı albümler yerine Instagram üzerinden, yakın arkadaşlarınızı buluşma ve toplantılar yerine Facebook'tan, anı ve düşüncelerinizi de günlük yerine Twitter'dan göstereceğiz. Peki bizim için bir zamanlar çok özel olan fotoğraf albümleri, yakın arkadaşlar ve günlükler günümüzde neden tüm dünyanın erişebileceği bir şekilde sere serpe saçılmış durumda? Cevabı çok basit: Fenomen olma çabası adında bir hastalığa yakalandık. Ve bu öyle bir illet ki, kimseyle paylaşmadığımız şeyleri bile takip edilme, beğenilme ve takdir görme adına tüm dünyaya açmamıza neden oluyor. Vakit geç olmadan bu hastalıktan kurtulun! Zira milyarlarca insanın bulunduğu bir dünyada herkesin fenomen olması, takip edilmesi ve taktir görmesi mümkün değil. Ama herkesin birbirinin özel hayatına bir tıkla ulaşabilmesi artık mümkün!