Evlerimiz siyahtı
Gözlerimiz siyahtı
Saçlarımız siyahtı
Kefenimiz beyaz...
Daha 1 Mayıs tarihinde bu ülkenin gerçek işçilerinden ve onlara verilmeyen değerden bahsetmiştim. Çok değil. Sadece 13 gün sonra maden faciası ile sarsıldı Türkiye. Derdi sadece ekmek parası olan, bu uğurda canını ortaya koyan 298 masum insan. Aslında ölen insanlıktı. "Bir mazlumun ölümü insanlığın ölümüdür." diyen dine inanan insanlarsak eğer, bu ölümler bizim kömür gibi kap kara olmuş vicdanlarımızın öldüğünün bariz göstergesidir.
Ey işletme sahipleri! Koltuğunda oturup sadece parasal hırsını tatmin etme adına insan hayatını hiçe sayan canavarlar. Yer altından değil kömür, elmas çıkartsanız sizin ederiniz kaç paradır? 298 insanımızın ölümüne hangi değerli taşınız karşılık gelebilir? Gözünüzü bürüyen para hırsı ile üç kuruşa masum insanların canlarını hiçe saydınız. Yapacağınız hangi açıklama, hangi mazeret sizi haklı gösterebilir? Yıllardır bu masum insanları üç kuruş için sabah, akşam demeden çalıştırdığınız yetmiyormuş gibi sonunda canlarını da aldınız. Doydu mu para hırsı bürümüş gözleriniz?
Onların yüzlerindeki kömür karası artık bizim için gönül yarası, devlet için yüz karasıdır. Millet olarak bu ülkede sürekli ezilen, horlanan kesim olan işçilerin varlığından haberdar olmamız adına kaç işçinin daha ölmesi gerek? Aslında 298 masum işçi ölmedi. Onlar yüreklerde tüm masumiyetleri ile yaşamaya devam edecek. Ölen hiç şüphesiz ki insanlıktır. Allah paraya tapan insanların gözlerinin doymasını nasip etsin ki, masum insanlar artık ölmesin. İçinde bulunduğumuz yüzyıldan utanmamak elde değil.
Gündem